Ünlü bir yazar herkesin bir hikâyesi vardır der. Haklı herkesin bir öyküsü var. Çünkü yaşam denen şey dümdüz değil, inişler, çıkışlar kısaca insana dair, insanca pek çok şey var. Doğumla yaşam arasında geçen yol aslında koskocaman bir masal olarak da değerlendirilebilir ve bu masal doğum ile başlar. Tüm ailelerin kendince doğum hikayeleri var. En sıradan doğum içinde kendi içinde nice ince, kişiye özel anı içeriyor. Her doğum özel. Anne için de bebek için de.
Teknoloji ne kadar ilerlerse ilesin, her doğum farklı. Belki de anneliğin bu kadar kutsal olmasının nedeni kadının 9 ay boyunca bir canlı kendi karnında yaşatmasından ve akabinde kendisinden bir parçayı koparmasından kaynaklanıyor.Doğum başlı başına bir dünya. Bir başka canlıya hayat vermek aslında yaşamın en büyük mucizesi. Sizin mucizeniz.
Doğum Hikâyeleri Nereden Okunur?
İşte bu mucize yani doğum hikâyeleri annenin yaşına, tekil ya da çoğul gebelik olmasına, bebeğin kilosuna, hamileliğin gidişatına göre değişiyor. Her doğum kendi içinde başka bir kurgu taşıyor. O an anne adayının canı çok acısa da bebeğin doğması ile tüm bunlar unutulup gidiyor.
Nitekim http://www.gebelikveannelik.com/dogum-hikayeleri sayfasına girdiğinizde farklı öyküler göreceksiniz.Anneler burada kendi öykülerini, duygularını anlatmış. Sizin de böyle bir öykünüz varsa ve bunu paylaşmak isterseniz yapmanız gereken tek şey siteye gelerek doğum anınızı yazmanız.Bunu yapmanız çocuğunuza da unutulmayacak bir hatıra bırakacak ve o anı ölümsüz kılacaktır. Unutmayın.
